Bazı kitapları tekrar tekrar okumayı seviyorum. “Daha sade bir hayat” ta onlardan biri. İlk okuduğumda çok etkilenmiş, başta Ela’nın odası olmak üzere tüm evde bir sadeleşme hevesine kapılmıştım. Zaman içinde bu heveslerimi unuttum belki ama kullanmadığımız eşyaları elden çıkarma işini düzenli olarak yapmayı kendime vazife edindim. İki senede bir taşınmamız da bana çok yardımcı oldu tabi:)
Bu sabah neden bilgisayarımda da sadeleşme yapmıyorum dedim ve neredeyse 20 sene önceki kredi kartı ekstremden tutun, türlü türlü diyet listelerine kadar binlerce fotoğraf, dosya arasında kayboldum! Bilgisayarım yaptığım temizliğe teşekkür edercesine hızlandı, hafifledi ama silmeye kıyamadığım diyet listeleri beni benden aldı:( Hele diyet başlıklı folder içinde “Neden 54 kilo olmak istiyorum?” başlıklı bir dosya var ki…Ahhh, ah! 25 maddeden oluşan cevaplarım ne kadar da titizlikle düşünülmüş, ne kadar da mantıklı! Bugün de böyle bir liste yapsam en az yirmisini yazarım yine. Ama anlamadığım şey şu: “Neden 54 kilo olmak istiyorum?”
İnternette ideal kilonuzu hesaplamak için pek çok kaynak var. Az önce tekrar hesapladım. Benim boyumda bir kadının ideal kilosu 50. Ben neden kendimi 54 kiloda idealize etmişim? İdeal olan ile benim idealim arasındaki 4 kiloluk sapma da ne? Sanki bu paradigmayı çözersem diyete gerek kalmadan kendiliğinden gidebilir fazla kilolar:)
Oysa bugün sorsanız yine 54 kilo olmak isterim, 50 demek aklıma gelmez. Niye? Çok mu zayıf olurum,kemiklerim mi sayılır? Hah hah…keşke öyle olsa:))) Ama sanırım 54’ün bile ulaşılmaz olduğu bir yerde 50 hayal değil, bildiğin ütopya!
Neyse, artık her türlü yeme içmenin mubah olduğu yaz aylarındayız. Fazladan birkaç (tamam tamam, üç beş vs.!!!) kilonun günahıyla sevabıyla kendimi sonbahara atayım hele. Gelecek yaza ideal kilomda girmek için sonbahar ve kış ayları var önümde:)
Karikatür: Yiğit Özgür
